BİZİ ENGELLEYEN ANA SORUNLARIMIZI KONUŞMAMIZ GEREKİYOR!


TMMOB adına TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu tarafından 26 Ocak 2024 tarihinde Bursa Akademik Odalar Birliği Binası Ortak Toplantı Salonunda "Direnen Kent Mi Bursa" ana temasıyla düzenlenen TMMOB Bursa Kent Sempozyumu’nda Mimarlar Odası Bursa Şubesi adına Deprem İnisiyatifi Çalışma Grubu olarak Kentlerimizi Geleceğe Hazırlamak: Deprem Etkilerinin Azaltılması Üzerine Mimari Öneriler başlıklı sunum gerçekleştirdik. Sunumun gerçekleştirildiği oturumun kaydına şuradan ulaşılabilmektedir. Sempozyum Sonuç Bildirgesi’ne şuradan ulaşılabilmektedir.

Bildirgede Deprem İnisiyatifi’nin hazırladığı bölüm şöyledir:

BİZİ ENGELLEYEN ANA SORUNLARIMIZI KONUŞMAMIZ GEREKİYOR!

Geldiğimiz nokta itibariyle; mesleki olarak yapılacaklar, kentsel ve yapısal ölçekte yapılacaklardan önce, gerçek sorunlarımızla yüzleşmemiz çok daha önem arz etmektedir.

Deprem etkilerini indirgenmesi amacıyla şimdiye kadar tekrar tekrar anlatılmış çözümlerin hayata geçirilmesi noktasında önümüzü tıkayan temel nedenleri sorguladığımızda, toplumsal olarak yüzleşmemiz gereken dört ana sorunumuz bulunduğunu saptamış bulunmaktayız.  Bu sorunlar;  ülkenin mevcut şehirleşme karakteri/ şehirleşememe karaktersizliği, iş ahlakının zayıflığı, rant etkisinin normalleştirilmesi ve sorunun büyüklüğünü algılama eksikliğidir.

Ülkenin şehirleşmesinin homojen bir şekilde ve doğru planlama ile yapılması; sektörel bazda çözümlerin üretilmesi gerekmektedir. Bursa özelinde sorunun çözümünü mahallelerde ve kentsel dönüşümlerde değil belki Kütahya’da belki Orhaneli’de aramamız gerekmektedir.

Her sektörde; hem kamuda hem özelde ortak bir sorun olan iş ahlakının zayıflığı ile yüzleşmemiz gerekmektedir.  İnşaat yapım süreci içerisindeki tüm aktörlerde(demiri bağlayan demirciden, kalıpçıdan, şantiye şefliğindeki mimar-mühendisin pozisyonundan, müteahhitten, onay veren ya da yıkmayan kamu kurumu çalışanlarından, hukukçulara kadar) de zayıflık mevcuttur. Seçim öncesinde yapılan bu sempozyum aracılığıyla idari makamlarda görev almaya niyetli kişilerden beklentimiz;  ileride onurlu duruşlar sergilemeleridir.

Ranta dönüşen arsa payının inşaat maliyetlerine yansımasına da hiç şaşırmıyor oluşumuzdan da anlaşılacağı gibi; rant normalleşmiştir. Arsa olmasıyla kat be kat değer kazanan tarlalar; çıkar sağlama aracı olarak toplumun zararına neden olmaktadır.

1999 yılından günümüze terör ile kaybedilen kişi sayısı, depremlerde ölen vatandaşlarımızın yarısı kadardır. Öte yandan 2022 yılında AFAD’a ayrılan bütçe; 41 bütçe kaleminin 26. sırasındadır. Sorunun büyüklüğünü algılama eksikliği bulunduğu aşikardır.

Ülkemizde şehir merkezinden diri fay geçen 24 ilden biri olan Bursa’mızda, AFAD koordinatörlüğünde hazırlanan İl Risk Azaltma Planı’na göre ilimizde merkez ilçeleri etkileyecek olan fayın oluşturabileceği en büyük depremin büyüklüğü 6.9 olarak belirtilmiştir. Öte yandan, 2030 Bursa Çevre Düzeni Planı analizlerine göre yerleşik alanların %83’ü plan yapılmadan önce gelişmiş olan yer bilimleri açısından sakıncalı alanlar üzerinde bulunmaktadır. Sonuç olarak 6.9 büyüklüğündeki bir depremin Bursa’daki şiddetinin çok büyük olma ihtimali yüksektir.  Beklenen depremin yarın mı, 5 yıl sonra mı, yüz yıl sonra mı olacağını ise bilemiyoruz. Bu sebeple yarın için de, 5 yıl sonrası için de, 100 yıl sonrası için de afete hazırlık yapmaya bugünden başlamamız gerekmektedir. 

Yıkım etkilerini azaltmak için; arsa bedel komisyonları kurulması ve imar hareketleri sonucunda oluşan arsa rantının kamuya geri aktarımının sağlanması, kentsel dönüşümlerin 50 yıl sonrasındaki kentler için %50 daha kötü kentler yaratmak üzere olduklarının farkına varılması ve gerçek bir kentsel dönüşüm eylem planı yapılması, deprem sonrası ilk müdahale ve ilk yardım eğitimlerinin her vatandaşa ulaştırılması, bina kara kutuları geliştirilmesi (yapı mimari projelerinin , mevcut kullanıcı bilgilerinin, hastalık durumları ile kan grupları bilgilerinin saklandığı, depremde zarar görmeyecek rijitlikte metal kutuların çatı piyesleri veya bahçelerde konumlandırılması), şantiye şefliği alanında çalışacak mimarlar için nitelikli şantiye şefliği eğitim programlarının  yaygınlaştırılması gibi eylemler ilk etaptaki önerilerimizdir. Konu ile ilgili daha kapsamlı önerilerimize şuradan ulaşabilirsiniz.    

Tüm bu eylem önerileri bir tarafa; ülkenin mevcut şehirleşememe karaktersizliği, iş ahlakının zayıflığı, rant etkisinin normalleştirilmesi ve sorunun büyüklüğünü algılama eksikliği olarak tanımladığımız gerçek sorunlar ile yüzleşmediğimiz takdirde belirli periyotlarla Şubat Depremleri sonrası yaşadığımız çaresizlikleri yaşamak zorunda kalacağımızı üzülerek belirtmek sorumluluğunu taşımaktayız.  




Yorumlar

Popüler Yayınlar