Deprem bakış açısıyla "2030 Yılı 1/100.000 Ölçekli Bursa İl Çevre Düzeni Planı”

TMMOB Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi; 7 Nisan 2023 tarihinde Bursa’nın “2030 Yılı 1/100.000 Ölçekli Bursa İl Çevre Düzeni Planı” çalışmalarının yürütücülerinden eski Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Bayram Vardar ve planın koordinatörü Prof. Dr. Handan Türkoğlu’nu ağırladı. 

 Çalışmalarına Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 2011 yılında başlanan ve 2013 yılında tamamlanan 1/100.000 Ölçekli Bursa İl Çevre Düzeni Planı henüz onaylanmamış bulunuyor. Ancak bu planın yeniden değerlendirilmesi, depremin gündemimizin en önemli başlıklarından biri olduğu bu dönemde özellikle önem teşkil ediyor. Zira sözü edilen planda, beklenen depremin yıkıcı etkilerinin azaltılabilmesi için yol haritası da oluşturabilecek detaylı veriler yer alıyor.

Bu veriler açıklanmadan önce, toplantıda konuşulanlara kısaca değinmek gerekebilir. İlk olarak söz alan ve planının oluşum sürecini idari olarak yöneten bürokrat Bayram Vardar’ın planın yürürlüğe girebilmesi için; teknik, idari, hukuki ve siyasi süreçlerin öneminden bahsettiği, planın koordinatörlüğünü yapan Türkoğlu’nun ise planın çalışmalarının başlatılma sebeplerini ve planın içeriğini aktardığı söylenebilir. 

2030 yılı öngörüsü ile yola çıkan Bursa İl Çevre Düzeni Planı, kendinden önceki 2020 yılı planındaki veri eksikleri, 2020 nüfus tahminlerine 2008’de ulaşılması ve 2020 planı hazırlanması sürecinde katılımın yetersizliği gibi sorunların üstesinden gelmek için hazırlanmış. Türkoğlu’nun konuşmasında 2030 Yılı 1/100.000 Ölçekli Bursa İl Çevre Düzeni Planı’nın odaklandığı 2 temel sorunun da altını çizdiği belirtilebilir. Bu sorunlardan ilki kentteki deprem / afet riski, ikincisi ise düzensiz yapılaşma ve onun yarattığı çevre sorunları. Ayrıca Türkoğlu, bu iki konunun şehirciliğin kırmızı çizgilerinden olduğunu, iyi planlanmış ve sağlıklı şehirlerin, binaların sağlamlığı kadar önemli olduğunu açıklıyor. Deprem ya da başka bir felaket sırasında ve sonrasında kurumlar arası koordinasyonun öneminin 6 Şubat depremleri ile anlaşıldığına da değinen Türkoğlu’na göre, bu koordinasyon, farklı ölçekli planlar arasındaki uyumsuzluğu giderebilmek açısından da gerekli. Çünkü planlar arasındaki uyumsuzluk, sağlıksız yapılaşmanın da önünü açan verilerden biri olarak ele alınıyor. 

Planda; Jeoloji ve Hidrojeoloji, Su Kaynakları ve Taşkın Alanları, Heyelan Envanteri ve Deprem Kaynak Fay Zonları gibi konuların uzmanlarca çalışıldığı, ve bu çalışmaların detaylı olarak haritalandırıldığı anlaşılıyor. Bu haritalardan elde edilen verilere göre, yerleşik alanların %89’unun “Yer Bilimleri Açısından Sakıncalı Alanlar” üzerinde bulunduğu ve bu alanların %93’ü düzensiz gelişmiş (plan yapılmadan önce gelişmiş) alanlar olduğu tespit edilmiş. Planlama kararları içeriğinde ise Bursa il bütününde yeni gelişme alanlarının açılması yerine mevcutların tasfiyesi, yenilenmesi, veya sıhhileştirilmesi gerektiği üzerinde duruluyor. Öncelikli dönüşüm alanları olarak, jeolojik açıdan sakıncalı alanlar üzerinde yer alan düzensiz ve yüksek yapılaşma olan alanlar belirlenmiş ve bu alanların yoğunluğunun azaltılması hedeflenmiş. Ayrıca riskli alanlarda yer alan sanayi tesislerinin taşınması planlanıyor. Bu durumun özellikle altının çizilmesi gerekiyor çünkü Gemlik’te ve Bursa’daki Organize Sanayi Bölgelerinde fabrikalarda kullanılan zehirli atıkların yanmasının, toprağa sızmasının ya da gazların deprem anında havaya karışmasının çok daha büyük çevresel felaketlere neden olabileceği tespit edilmiş. (Bu duruma dair senaryolar ayrıca Bursa için hazırlanan İl Risk Azaltma Planı -IRAP ve İl Afet Müdahale Planı’nda da yer alıyor. Detaylı bilgi için: Bursa İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, IRAP, s.131-132/ Müdahale Planı, s. 94-100) 

Bu verilerin elde edildiği ve Bursalıların sağlıklı ve güvenli bir şehirde yaşamaları için geliştirilmiş 2030 yılı planı ise şu an yürürlükte değil. Şu an yürürlükte olan plan yukarıda da bahsedilen, 1998 tarihinde hazırlanan 2020 Yılı Çevre Düzeni Planı. “2030 Yılı 1/100.000 Ölçekli Bursa İl Çevre Düzeni Planı”nın onaylanıp yürürlüğe girememe sebebini Bayram Vardar; hem bürokratik engeller -plan hazırlandığında Büyük şehir Belediyesinin sınırlarının değişmiş olması sebebiyle yaşanan bürokratik süreçler- hem de “sanayi baskısı” olarak açıklıyor. Sanayi baskısının, salondan gelen sorular ve yorumların da katkısıyla aslında sanayicilerin baskısı olduğu anlaşılıyor. 

6 Şubat’ta meydana gelen depremler sonucunda, şehirlerimizin ve mevcut yapı stoğumuzun depreme dirençli olmadığı acı bir şekilde anlaşıldı. Beklenen Marmara Depremine ya da Bursa Fayı'nın kırılmasıyla meydana gelebilecek Bursa Depremine kentin hazırlıklı olup olmadığı sorusunu her gün birbirimize soruyoruz. Yeniden belirtmek gerekirse; “2030 Yılı 1/100.000 Ölçekli Bursa İl Çevre Düzeni Planı”ndaki verilere göre, Bursa’daki yerleşik alanların %89’u yer bilimleri açısından sakıncalı alanlarda yer alıyor. Nüfus tahminlerinin bile 2008’de aşıldığı belirtildiğinden, bu istatistiğin günümüzde hangi yönde değiştiğini tahmin etmek zor değil. 2020 yılı için tasarlanmış öngörüler, 2023’ün ortasından bakıldığında, çoktan değişmiş durumda. Hali hazırda Bursa Büyükşehir Belediyesi’nce kurulan Bursa Mekansal Planlama ve Strateji Ofisi tarafından ‘2040 yılı Bursa Çevre Düzeni Planı’nın hazırlanmakta olduğu bilinse de; şu anda geçerli ve aslında hedef tarihi 3 yıl geride kalmış olan planın doğruluğu, yeterliliği, bütüncüllüğü ve yol göstericiliği tartışmaya açık. Bu sebeple Bursa yetersiz bir planın üzerinde, boşlukta. Bu durum hem birbirleriyle çelişkili planların ortaya çıkmasına, hem de Bursa’nın geleceğini ilgilendiren ama özellikle deprem açısından kritik olan pek çok adımın atılmamasına, hatta yanlış adımların atılmasının meşrulaştırılmasına etki edebilir.

Bu sebeple, hem beklenen deprem tehlikesi karşısında, hem de Bursa’nın kentliler için güvenli ve yaşanır bir şehir haline gelebilmesi için 2030 Yılı 1/100.000 Ölçekli Bursa İl Çevre Düzeni Planı’nda belirtilen plan kararlarının dikkate alınarak ivedilikle riskli alanlarda ikincil tehlikeye sebep olabilecek yapıların kaldırılması, yeni gelişme alanlarının açılması yerine mevcutların tasfiyesi, yenilenmesi, veya sıhhileştirilmesi için çalışmaların yapılması gerekliliği anlaşılıyor.

not.  Mimarlar Odası Bursa Şubesi Youtube kanalında yayınlanan konferans videolarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz:

1.       Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=vHrwJA_3Ntg&t=1629s

2.       Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=AjDvZ1CcyTo

3.       Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=gknSyNgPurA&t=9s

4.       Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=iSCiSM58jP8

5.       Bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=XjlwZiWYz9s&t=48s

Yorumlar

Popüler Yayınlar