SIRAMEŞELER DURURKEN KÜKÜRTLÜ’DE KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPMAK
Sırameşeler dururken Kükürtlü’de kentsel dönüşüm yapmak,
ülkemizde ve şehrimizde sıkça gördüğümüz bir kentsel dönüşüm yöntemi. Planlı alanlardaki mevcut yapılaşma, muhtemel depremden sonra o sokaklara
girilebilmesini sağlayacaktı en azından. Ve planlı alanların doğal akışında
belki durumu daha iyi olan sakinlerinin kooperatifler kurarak yavaş yavaş
konutlarını dönüştürmelerine imkan tanımak, kentsel belleğin daha sağlıklı
dönüşümünü sağlayacaktı. Ağaçlarıyla, nitelikli mimari eserleriyle yapıldıkları
dönemi bugüne taşıyan, anılarımızı bütünleştiren binalar, tornadan çıkmış gibi
günümüze ışınlanacaklar. Aynı parselde yapılan dönüşümlerle oturum alanı ve kat
yükseklikleri artarken muhtemel deprem 50 yıl sonra olursa o sokaklara da arama
kurtamacıların ya da yardım getiren diğer insanların ulaşmasına imkan
kalmayacak. Her 10 yılda bir büyük deprem gören ülkemizde yönetmelikler en az 5
kez değişeceği için 50 yıl sonra şimdi dönüşüm ürünü olan binalar da riskli
yapılar olacaklar. Bir kez daha şişmanlayıp bir kez daha katları artarsa ne
olacak bu sokaklar, bu kent, bu ağaçlar. Kentsel dönüşümün uygulandığı haliyle sürdürülebilir
olmadığını ne zaman anlayacağız. Ev
sahibi olmanın sonsuza kadar sürecek bir hak olmadığının, aynı arabamızın
bakımı için sarf ettiğimiz gayret ve para gibi evlerimize de para harcamamız
gerektiğinin. Asıl hak olması gerekenin hepimiz için güvenli ve sağlıklı
barınma alanları olduğunun, bunun için de planlama, mimari ve mühendislik disiplinlerinin
büyük projelerinizi kağıda aktarmakla ilgili kişiler olmaktan öte önerilerinin
kale alınması gereken kişiler olması gerektiğinin…
Deprem 5 yıl sonra da olsa 50 yıl sonra da olsa Sırameşelerdekiler yardım götürmeye bile gerek duyulmuyor anlaşılan. Önceliklendirme sorunumuz var ne yazık ki. Acillerde önce durumu kritik olanlara yardım edilir ya, kentsel dönüşümde de mikro bölgelemeye göre zemin ve üzerindeki yapılaşma açısından daha çok tehlike arz eden mahalleler saptanıp, depremden sonra hiçbir surette ulaşılamayacak mahallelerin(daha çok can kaybı beklenen mahallelerin de diyebiliriz) dönüşümünün önce yapılması için ülkemiz belediyelerinin gayret içinde olması gerekirken, belediyelerimiz müteahhitlerin daha çabuk talep edebilecekleri, mal sahipleri biraz daha çok sesini çıkaran kesimlerin alanlarına öncelik veriyorlar, imar planları hazırlıyorlar. Önce hangi mahallelerin riskli olduklarını anlamamız gerekiyor. Bunu anlamak için de çok paraya da gerek yok. Bir türlü açıklanamıyor kentteki tüm mahallelerden gerçekten riskli olanlar.
Bir yerden başlamak lazım diye düşünebilirsiniz ama ülkenin
gücü belli, bütçesi belli. Ne yazık ki Sırameşelere hiç sıra gelmeyecek diye
üzülüyorum. Bir de kentsel dönüşüm şovenizmi ile elimizden giden kentimize,
ortak hafızamıza. Deprem gerçek ve AFAD’ın söylemlerindeki gibi ülkedeki herkes
için muhtemel. Ama biz kendi elimizle geleceğimizi de yok ediyoruz, çünkü
kentsel dönüşüme karşı durma şansımız yok, çünkü bu hızla 300 yılda Bursa kentini
dönüştürebileceğimiz halde tek şansımız kentsel dönüşüm.
Yakında dönüşecek binalardan birinin kapsına asılan yazı
Not: Bu yakınlarda Kükürtlü'de bir öğleden sonra dolaştık. Nitelikli gördüklerimizi belgelemeye çalıştık. İlginiz varsa bakınız:
Yorumlar
Yorum Gönder